Sunu
( ya da bir parça matematik)
Her
gün bir kez bu kitabın başına geçtim. Her gün bir kez dışarı çıktım kırık bir
bulutla yürüdüm, her gün bir insana bakıp, yüzümü yere eğdim. Her gün bir
gazeteye boş gözlerle baktım. Her gün birileri konuştu, onları dinliyor gibi
yaptım. Her
gün
bir kez "neredeyim" diye sordum kendime. Her gün bir kuzey
kışı
indi içime. her gün karşımda duran fotoğraflarına
baktım.
bir kez öfkelendim her gün bir kez sordum kendime neden bu kadar bağlandın. her
gün adalet ve zalimlik üzerine düşündüm.
belki
de her şey. her gün bir barbar, bir medeni ile gezdim
sokaklarda.
minareleri her gün sabaha ezan sesleriyle ben açtım. her gün bir perdeyi
aralamaya çalıştım. her gün hiçbir şeyi
anlamadığımı
düşündüm, her gün her şeyi anladığımı
düşündüm.
güvercinleri yolculadım. her gün, günlere
dayanamadığımı
düşündüm. kitapları alt alta dergileri
kıvırarak
yan yana dizdim. ne idüğü belirsiz yerler benimle
yürüdü.
gördüğüm her "cümle" bana bir bıçak gibi battı,
anlamadım.
her gün bir taş parçası söktüm içimden. her gün
uyku
beni koynuna alsın diye yalvardım. her gün, gün bitiyor gece
bitmiyor
dedim. her gün işlerin beni avutmadığını gördüm.
ayrılık
günlerini sonradan niçin sisli bir perde gibi hatırlarız
diye
sordum. öfkeni unutma dedim kendime her gün, unutursan
düşersin
dedim. her gün en az bir saati ayakta durmaya, dimdik
durmaya
ayırdım. her gün ömür sözcüğünü bir kez kalbimden
geçirdim.
her gün ömür sözcüğü kömür gibi tınladı içimde.
her
gün sana içimden bir kez "sevgilim" diye seslendim. her gün sana
bir
kez "zalim" diye seslendim. her gün, yan yana oturup birbirine
rikkatle
bakan iki yaşlı kadını düşündüm. her gün o
kadınların
bu fotoğrafı yırtıldı dedim. her gün "âh" ettim bir
kere,
bir kere o âh'ı geri aldım. her gün "yol arkadaşım" dedim,
kahırla
kapladım sözlerimi. her gün acını tattım. her gün
unutmak
için değil, unutmamak için ağu kattım kalbime. her gün
insan
olmak ne çok kusur içeriyor diye düşündüm. her gün bir
kilidi
açmaya çalıştım. başka bir şey vardı, başka bir şey;
ben
sana dünyanın değil yeryüzünün diliyle seslenmiştim. çile
nedir,
günah ne? bana ne bunlardan. dünyanın merkezi sendin her gün ben senden uzayan
uçsuz bucaksız bir kara.
karrrrrrrrrraaaaaaaaaaaaaa.
BİRHAN KESKİN / YOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder